Fransızca kursundaki öğretmenlerimden bir tanesi ile arkadaş olduğumuzu yazmıştım sanırım daha önce. Haziran ayında 3 hafta içinde içinde kocasını kaybetti. Onun için zor olan bugünlerde ben de ona elimden geldiği kadar destek olmaya çalışıyorum. Yalnız geçireceği ilk noel'i olduğu için birlikte geçirmeyi teklif ettim. Ben de hep denemek isteyip de cesaret edemediğim şu hindiyi pişirme fırsatı buldum. Carmen geleneksel eski ve bir o kadar da basit bir aile tarifi verdi. Bugün sabahın erken saatlerinden itibaren pişirme operasyonuna başladım. En büyük korkum fazla pişirip kurutmaktı. Neyse sonuç herkesi memnun etti :) Afiyetle tıka basa yedik. Aşağıda da soframızın fotoğrafı var. Evet oldukça sade bir sofra ama hindinin tadına varabilmek için yanına sadece stuffing ve salata hazırlamaya karar vermiştik önceden.
25 Aralık 2013 Çarşamba
17 Kasım 2013 Pazar
burekchi
Bizim mahalledeki bir etkinlikte tanıtımımı yapacağımdan bahsetmiştim. Amacım yemeklerimden tattırıp e mail adresi alabilmekti. O gün için ıspanaklı börek, kısır ve kırmızı mercimek çorbası yaptım. Yemeklerim epeyce ilgi gördü. Ama özellikle böreği beğendiler. Hatta satın almak isteyenler de oldu. Benim acemiliğim satabilirmişim aslında. Günün sonunda biz bu işe sadece börek yaparak başlamaya karar verdik. Cevdet adını "burekchi" koydu. Logo, facebook, flyer ve mail için çok güzel tasarımlar yaptı. Alper sağ olsun fotoğrafları çekti. Tabii işin en zor kısmı bunu duyurmak ve sipariş alabilmek. Mail atıp, etrafa broşür dağıtacağım bakalım… Facebook sayfasını merak edenler burekchi diye arayabilirler.
22 Ekim 2013 Salı
Nerde kalmıştım ?
Evet evet bu aralar bir bloğum olduğunu unuttum sanırım. Hayata tutunabilme çabası içinde çok hızlı değişebilen bir ruh hali.... İstanbul'dan döndüğümden beri içinde bulunduğum ruh halini böyle tanımlayabilirim. Şaşkın ördek gibi dolanıyorum. Kafamda bin tane şey var ama...
Neyse bugüne kadarki gelişmeleri özetliyeyim ; Cevdet bir aylığına İstanbul'a gidip geldi. İlk kişisel sergisini açtı. Başarılı bir başlangıç yaptığını düşünüyorum. Beril okula gidip geliyor. Zorlu bir okul yılı onun için ama başaracağına inanıyorum. Keyfi yerinde :)
Ben de pilates vs. dersi verebilmek için bir sertifika programına başladım. Bayağı ciddi ve oldukça sıkı bir program.Her hafta bir konu öğreniyoruz, ertesi hafta o konu ile ilgili ödev yapmamız ve sınavdan geçer not almamız gerekiyor ve de %80 başarı bekleniyor bir sonraki kura devam edebilmek için. Anatomi falan öğreniyorum, kasların kemiklerin isimleri vs. Ama en zor anatomi sınavını başarı ile atlattım. Fransızcam için part time bir okul buldum bizim mahallede. Yeni insanlar tanırım, biraz da pratik yaparım diye düşündüm. Meğer benim geçen sene gittiğim okulda bize 8 ay gibi bir sürede intermediate seviyesinde fransızca'yı öğretmişler. Benim bundan sonra yapmam gereken bol bol konuşarak pratiğimi geliştirmek. Bir de üstüne her ay para da verdiler. Daha ne olsun :) Bu merkezin amacı yeni gelen göçmenlerin bir an önce topluma entegre olması. Aklınıza gelebilecek her konuda yardım ediyorlar. Devletin çocuk yardımları ve gelir vergisi beyanı gibi konularda bize de yardımcı oldular. Hatta CV hazırlama, iş görüşmesi nasıl yapılır gibi başka ücretsiz kurslar da var. Ayrıca arkadaşlarınızı da buradan buluyorsun. İpek'le birbirimizi burada bulduk. Bir de 2. sınıf öğretmenim Carmen'le arkadaş olduk. Bu arada yan komşumla da hafta sonları yürüyüş yapmaya başladık.
Bu arada Carmen yemek işine başlamam konusunda beni harekete geçirdi. Biraz kaplumbağa hızında hareket ediyor olsam da ilk adımları atmaya başladım. Hafta sonu kendi tanıtımımı yapmak için bizim mahallede bir etkinliğe katılacağım. Neyse gelişmeleri ve detayları bir dahaki sefere bırakıyorum.
Bence Montreal'in en güzel zamanı sonbahar. Foliage dedikleri yaprakların renk değiştirmesi bu mevsim Eylül ve Ekim. Fakat bu sene Eylül yaz kadar sıcak olunca yapraklar da çabucak sararıp kızardılar. Cevdet yetişemedi :( ancak sonunu yakalayabildi. Seneye artık...
Fotoğrafları Maya 'yla yürürken alelacele çektim.
Neyse bugüne kadarki gelişmeleri özetliyeyim ; Cevdet bir aylığına İstanbul'a gidip geldi. İlk kişisel sergisini açtı. Başarılı bir başlangıç yaptığını düşünüyorum. Beril okula gidip geliyor. Zorlu bir okul yılı onun için ama başaracağına inanıyorum. Keyfi yerinde :)
Ben de pilates vs. dersi verebilmek için bir sertifika programına başladım. Bayağı ciddi ve oldukça sıkı bir program.Her hafta bir konu öğreniyoruz, ertesi hafta o konu ile ilgili ödev yapmamız ve sınavdan geçer not almamız gerekiyor ve de %80 başarı bekleniyor bir sonraki kura devam edebilmek için. Anatomi falan öğreniyorum, kasların kemiklerin isimleri vs. Ama en zor anatomi sınavını başarı ile atlattım. Fransızcam için part time bir okul buldum bizim mahallede. Yeni insanlar tanırım, biraz da pratik yaparım diye düşündüm. Meğer benim geçen sene gittiğim okulda bize 8 ay gibi bir sürede intermediate seviyesinde fransızca'yı öğretmişler. Benim bundan sonra yapmam gereken bol bol konuşarak pratiğimi geliştirmek. Bir de üstüne her ay para da verdiler. Daha ne olsun :) Bu merkezin amacı yeni gelen göçmenlerin bir an önce topluma entegre olması. Aklınıza gelebilecek her konuda yardım ediyorlar. Devletin çocuk yardımları ve gelir vergisi beyanı gibi konularda bize de yardımcı oldular. Hatta CV hazırlama, iş görüşmesi nasıl yapılır gibi başka ücretsiz kurslar da var. Ayrıca arkadaşlarınızı da buradan buluyorsun. İpek'le birbirimizi burada bulduk. Bir de 2. sınıf öğretmenim Carmen'le arkadaş olduk. Bu arada yan komşumla da hafta sonları yürüyüş yapmaya başladık.
Bu arada Carmen yemek işine başlamam konusunda beni harekete geçirdi. Biraz kaplumbağa hızında hareket ediyor olsam da ilk adımları atmaya başladım. Hafta sonu kendi tanıtımımı yapmak için bizim mahallede bir etkinliğe katılacağım. Neyse gelişmeleri ve detayları bir dahaki sefere bırakıyorum.
Bence Montreal'in en güzel zamanı sonbahar. Foliage dedikleri yaprakların renk değiştirmesi bu mevsim Eylül ve Ekim. Fakat bu sene Eylül yaz kadar sıcak olunca yapraklar da çabucak sararıp kızardılar. Cevdet yetişemedi :( ancak sonunu yakalayabildi. Seneye artık...
Fotoğrafları Maya 'yla yürürken alelacele çektim.
21 Eylül 2013 Cumartesi
doğum günü hediyem
19 Eylül doğum günümdü. Oldum olası özel günleri pek sevmemişimdir. Üstelik iki yıldır da Cevdet'siz geçiyor. Fakat bu sene farklı. Çok güzel ve anlamlı bir hediye aldım çünkü ! İpek'ciğim bana
acayip bir sürpriz yaptı. Saat 4'te buluştuk. Arabanla beni takip et dedi...Eh peşine takıldım. Meraktan ölmek üzereyim. Beni bir müzik okuluna götürdü ve bana bir saatlik bateri dersi hediye etti. Süperdi! Çok çok çok keyif aldım. Bir kez daha teşekkürler. Çok incesin :) Ne zamandır dilimdeydi, ilk fırsatta bateri çalmayı istediğimden bahsedip duruyordum. Unutmamış...İşte yetenekli baterist karşınızda !
acayip bir sürpriz yaptı. Saat 4'te buluştuk. Arabanla beni takip et dedi...Eh peşine takıldım. Meraktan ölmek üzereyim. Beni bir müzik okuluna götürdü ve bana bir saatlik bateri dersi hediye etti. Süperdi! Çok çok çok keyif aldım. Bir kez daha teşekkürler. Çok incesin :) Ne zamandır dilimdeydi, ilk fırsatta bateri çalmayı istediğimden bahsedip duruyordum. Unutmamış...İşte yetenekli baterist karşınızda !
25 Ağustos 2013 Pazar
Quebec City
Montreal'den Quebec city araba ile 2,5 - 3 saat sürüyor. Ben şehre bayıldım. Eski şehir denen bölge UNESCO koruması altında. Küçücük,daracık sokakları ve bu sokaklarda çok şirin turistik eşyalar satan dükkanlar var. Şehir, St-Lawrence
nehrinin en dar yerinde konumlanmış. Kebek yerli dilinde nehrin en dar yeri demekmiş. Nehrin karşı tarafına geçmek için kullanılan köprüler bana İstanbul'u hatırlattı.
Zeynep'in seçtiği bir Fransız restoranında lezzetli ve keyifli bir akşam yemeği yedik.
Ertesi sabah kahvaltımızı ettikten sonra dönüş yoluna geçtik.
nehrinin en dar yerinde konumlanmış. Kebek yerli dilinde nehrin en dar yeri demekmiş. Nehrin karşı tarafına geçmek için kullanılan köprüler bana İstanbul'u hatırlattı.
Zeynep'in seçtiği bir Fransız restoranında lezzetli ve keyifli bir akşam yemeği yedik.
Ertesi sabah kahvaltımızı ettikten sonra dönüş yoluna geçtik.
18 Ağustos 2013 Pazar
Marche Jean Talon
Hafta sonu Toronto'dan Zeynep ve Cezmi geldi. Bugün hep birlikte buraların en meşhur pazarına gittik. Ağustos ve Eylül Qeubec ürünlerinin en bol ve lezzetli olduğu mevsim. Haliyle pazar yıkılıyordu. Herşeyi alasım geldi. Çilekler,domatesler ,yeşillikler ve daha nelen neler...Fiyatlar da gayet makul , aslında üşenmeyip ayda iki üç defa bu mevsimlerde alışverişe gitmek gerek. Şu aralar domatesin en bol ve ucuz zamanı sanırım. Hani bizde salçalık kasayla alınır ya buralarda da ketçap yapmak için alıyorlar. Türkiye'de annemlerin sorduğu soru "oralarda güzel domates buluyor musun?" du. Ben de "Anne zaten orası domatesin anavatanı" cevabını vermiştim. Hakikaten bugün tattığım domatesler başka türlüydü. Bir de aklım yabani mantarlarda kaldı. Bir dahaki gidişimde bulursam mutlaka alacağım.
Pazar turunun ardından öğle yemeği için yakınlardaki Pizzeria Napoletana'ya gittik. İtalyan mahallesindeki bu restoranı televizyon programında seyredip gözüme kestirmiştim. Çok lezzetli Napoli pizzası yedik. Herkes memnun kaldı.
Güzel bir pazar günü keşfi oldu. Yarın Quebec eyaletinin başkenti Quebec City'e gidiyoruz.
Pazar turunun ardından öğle yemeği için yakınlardaki Pizzeria Napoletana'ya gittik. İtalyan mahallesindeki bu restoranı televizyon programında seyredip gözüme kestirmiştim. Çok lezzetli Napoli pizzası yedik. Herkes memnun kaldı.
Güzel bir pazar günü keşfi oldu. Yarın Quebec eyaletinin başkenti Quebec City'e gidiyoruz.
16 Ağustos 2013 Cuma
Vee nihayet...
Uzun zaman olmuş bloga yazmayalı...
Bu arada neler oldu?
Ben fransızca kursumu bitirdim. 3. sınıf beni bayağı zorladı ve gerdi. Bu süre içinde başka birşey yapmaya pek de vaktim olmadı aslında. İki tane powerpoint sunum yapmamız gerekiyordu. Ödevler, sınav stresi, ev işleri derken zaman su gibi akıp gitmiş.
Beril de sınıfını geçti. Çok sevindik çünkü son zamanlarda dersleri boşvermişti. Bütün sene boyunca alığı notlara baktım. Arkadaş edinmeye başlamasıyla eğri aşağı doğru inişe geçmiş.
Cevdet resim yapıyor yoğun bir şekilde. Resimden sıkıldıkça da evde yapılması gereken tamiratları yapıyor.
Biz Beril'le 3 haftalığına Türkiye'ye gittik. Yoğun ve yorucu geçti. Ama Cevdet ve Maya'yı bırakıp gitmek pek içime sinmedi. Seneye hep beraber gideriz. Bu sefer acemiliğimize geldi. Gitmeden önce bir program yapmak gerekiyormuş.Neyse bunu da öğrenmiş oldum. Kendimi biraz tuhaf hissettim, İstanbul'da artık bir evimiz yoktu ama bir taraftan da sanki hiç ayrılmamış gibiydim. Tarifi zor duygular...Herşeye rağmen sevdiklerimle kısa da olsa birlikte olmak çok iyi geldi. Doping!
Geri dönmek de güzel. Ne de olsa evimiz artık burada, aslında buradaki hayatı seviyorum. İstanbul'dan bin kat daha kolay ve medeni. Tek eksiğimiz sevdiklerimiz. N'apalım her istediğimiz birden olamıyor. Teknolojiye binlerce kez teşekkür etmek gerekiyor. Nasıl da işe yarıyor skype den görüntülü konuşabilmek ! Ama burada da beni özleyenlerin oluğunu bilmek de çok güzel doğrusu :) Ben de onları çok özlemişim.
Yavaş yavaş bir çevrem oluşmaya başladı gibi. Eylül'de yeni bir okula başlıyorum , fransızca öğrenmeye devam. Bir de spor hocalığı yapabilmek için bir sertifika programına yazıldım.
Bu arada yemek işine başlamayı düşünüyorum. Şimdilik ön araştırmadayım. Evden yemek yapıp dağıtmayı düşünüyorum. İnsanlar burada pek yemek pişirmiyorlar. Genelde hazır alıyorlar. Ben de ufaktan başlamayı planlıyorum.
Bu arada Cevdet büyük bir işe soyunuyor. Banyomuzu değiştirecek ! Kendine güveni tam ! Şu sıralar marketlerde bayağı indirimler var. Çok ucuza malzemeleri almaya başladık. Hadi bakalım Cevdet ....
27 Nisan 2013 Cumartesi
toronto, niagara on the lake
3 günlüğüne Toronto'dayız. Arkadaşlarımızı ziyarete geldik. Niagara şelalesini 2011'de Toronto'dan giriş yaptığımızda gezmiştik. Ardından da bu kasabayı ziyaret edip bayılmıştık. Dün sabah bir iki müze gezmeyi planlamıştık, fakat havayı güzel görünce canımız şehir dışına çıkmak istedi, müze faslını başka sefere erteledik.Niagara on the lake, adından anlaşıldığı gibi Ontario gölünün kenarında konumlanmış, şarap bağlarının olduğu turistik bir kasaba. Şelale ziyaretinin ardından mutlaka burası da geziliyor , şarap tadımı yapılıyor.
veranda tamiratına devam
Çürümüş tahtalar sökülüp yenileri çakıldı. Daha sonra kimyasal sıvı ile temizlendi ve tazikli su ile yıkandı. Artık boyanıp cilalanmaya hazır. Sabırsızlıkla bitmesini bekliyorum, burada oturmak keyifli olacak. Cevdet de resimlerini verandada yapmak istiyor haklı olarak. Eğer önümüzdeki günlerde yağmur yağmazsa ve her şey yolunda giderse çarşamba perşembe gibi bitmiş olur sanırım.
22 Nisan 2013 Pazartesi
Bahçede bahar hazırlıkları 2
Bugün de bahçede çalışmaya devam ediyoruz. Ben yine yaprak süpürüp torbaları doldurmaya devam ediyorum. Cevdet daha hummalı bir tamirata başladı. Aşağıdaki resimlerde de göreceğiniz gibi oldukça profesyonel ! Gayet sistematik bir biçimde çalışıyor. Önce internetten nasıl tamir edeceğini çalıştı. Sonra malzemeleri tanımak üzere yapı market ziyaretleri yaptı. Kafasında her şeyi planlayıp ve de hesaplayıp bugün itibariyle çalışmalara başladı. Gelişmeleri adım adım sizlerle paylaşacağım. Kocama güveniyorum ! İşin sonunda bütün yazı keyifle geçireceğimiz bir verandamız olacak. Ee
e zaten eller yetenekli....
Tabii Maya'nın da varlığını unutmamak gerek ! Meraklı ve her şeye maydanoz karaktere sahip bir köpek olarak durmadan kürek ve torbalara havlamasın diye koca dal parçasını kemirerek oyalanması için verdim. Biz de rahat çalışabildik !
Evin ergen ferdinin bize pek yardımı olduğu yok maalesef. Hep çok meşgul ve çok yorgun:)
Nasıl bugün de epey torba doldurmuşum ama değil mi?
e zaten eller yetenekli....
Tabii Maya'nın da varlığını unutmamak gerek ! Meraklı ve her şeye maydanoz karaktere sahip bir köpek olarak durmadan kürek ve torbalara havlamasın diye koca dal parçasını kemirerek oyalanması için verdim. Biz de rahat çalışabildik !
Evin ergen ferdinin bize pek yardımı olduğu yok maalesef. Hep çok meşgul ve çok yorgun:)
Nasıl bugün de epey torba doldurmuşum ama değil mi?
21 Nisan 2013 Pazar
bahçede bahar temizliği
Nihayet bugün hava bize gülümsedi :)
Biz de Cevdet'le kahvaltıdan sonra kendimizi bahçeye attık. Sonbahar'da dökülen yaprakları bir an önce süpürmemiz gerekiyor ki toprak hava alabilsin. Bütün gün durmadan çalıştık. Kulağıma ipod'umu taktım şarkı söyleyerek, bazen arada dans falan ederek şaka maka 6 saat aralıksız çalışmışız. Eh tabii buz gibi bir yorgunluk birası da hakkımız!..
Şaka bir yana bahçede çalışmak fiziksel olarak bayağı yorucu bir işmiş. Ama bir o kadar da keyifli. Sevdim ben bu işi:))
İşte bu da günün özeti.
Biz de Cevdet'le kahvaltıdan sonra kendimizi bahçeye attık. Sonbahar'da dökülen yaprakları bir an önce süpürmemiz gerekiyor ki toprak hava alabilsin. Bütün gün durmadan çalıştık. Kulağıma ipod'umu taktım şarkı söyleyerek, bazen arada dans falan ederek şaka maka 6 saat aralıksız çalışmışız. Eh tabii buz gibi bir yorgunluk birası da hakkımız!..
Şaka bir yana bahçede çalışmak fiziksel olarak bayağı yorucu bir işmiş. Ama bir o kadar da keyifli. Sevdim ben bu işi:))
İşte bu da günün özeti.
20 Nisan 2013 Cumartesi
garage sale
Bugün bizim köyde geniş çaplı bir garage sale var. Çim biçme makinası ve bisiklet bulma umuduyla gittik. Sabah 8.30 da başladı, biz 9 'da gittiğimizde epey kalabalıktı. Bizim mahalle pazarlarına benzer bir ortam. Ne ararsan var. Bir şeyler bulabilmek için iyice tüm tezgahları teker teker incelemek gerek. 0-5 yaş arası çocuklar için bir dolu oyuncak, giysi, kitap vardı. Takılar, elbiseler, ayakkabılar, golf,kayak eşyaları, daha akla gelmeyecek şeyler...
Güzel bir şey bu garage sale'ler keşke bizde de olsa.
Çim makinası ve bisiklet bulamayınca aşağıdakileri aldım. Bahçeye hazırlık..
Güzel bir şey bu garage sale'ler keşke bizde de olsa.
Çim makinası ve bisiklet bulamayınca aşağıdakileri aldım. Bahçeye hazırlık..
13 Nisan 2013 Cumartesi
Beril
Ne çabuk büyüdü :(
Tahminimden daha çabuk ve kolay adapte olmasından çok mutluyum.
Her zaman böyle gül !
11 Nisan 2013 Perşembe
Enough is enough !!
Snowfall from before dawn tomorrow into late tomorrow night will total 6-12 cm
Bu sabah accuweather'in sayfasında aynen böyle diyor !
Yok yok ben ikna oldum bahar gelmeyecek...
Artık yazlık kıyafetlerimi dolaptan çıkarıp giymek istiyorum.
Yok yok bahar geliyor. Ben inanıyorum , Cevdet bana dün bahçedeki ağaçlardan birinin tomurcuklarını gösterdi :)) Az kaldı az...
Bir sabah bahar aniden gelecek biliyorum. Tıpkı koskocaman kar dağlarının bin anda erimesi gibi..
Gerçekten de o kadar çok kar bir hafta içinde eriyiverdi, hem de hiç çamur olmadan... İnanması zor İstanbullular için değil mi?
Bu sabah accuweather'in sayfasında aynen böyle diyor !
Yok yok ben ikna oldum bahar gelmeyecek...
Artık yazlık kıyafetlerimi dolaptan çıkarıp giymek istiyorum.
Yok yok bahar geliyor. Ben inanıyorum , Cevdet bana dün bahçedeki ağaçlardan birinin tomurcuklarını gösterdi :)) Az kaldı az...
Bir sabah bahar aniden gelecek biliyorum. Tıpkı koskocaman kar dağlarının bin anda erimesi gibi..
Gerçekten de o kadar çok kar bir hafta içinde eriyiverdi, hem de hiç çamur olmadan... İnanması zor İstanbullular için değil mi?
1 Nisan 2013 Pazartesi
Toronto'dan misafirlerimiz geldi !
Bu hafta sonu paskalya nedeniyle tatiliz. Fırsattan istifade Toronto'da yaşayan İstanbul'dan arkadaşlarımız bizi görmeye geldiler. Hepimize çok iyi geldi. İyi ki geldiniz !
İki akşam dışarıda yemek yedik. İlk akşam bizim favori suşi restoranımıza gittik. Çatlayana kadar yedik diyebilirim. İkinci akşam Hambar isimli bir restorana gittik , bu sefer İpekler de bize katıldı. Çok keyifli bir akşamdı. Yemeklerden de herkes çok memnun kaldı. Fransızca bir kanalda takip ettiğim programda görmüştüm burayı ve gözüme kestirmişim. Yanılmamışım :) Tabi yine çok ama çok yedim :(
Spor ve salata kombinasyonu ile dengeyi bulmak lazım...
İki akşam dışarıda yemek yedik. İlk akşam bizim favori suşi restoranımıza gittik. Çatlayana kadar yedik diyebilirim. İkinci akşam Hambar isimli bir restorana gittik , bu sefer İpekler de bize katıldı. Çok keyifli bir akşamdı. Yemeklerden de herkes çok memnun kaldı. Fransızca bir kanalda takip ettiğim programda görmüştüm burayı ve gözüme kestirmişim. Yanılmamışım :) Tabi yine çok ama çok yedim :(
Spor ve salata kombinasyonu ile dengeyi bulmak lazım...
Kızılaylar toplandı !
Son on beş gün o kadar hızlı geçti ki ! Cevdet geldi ! Yok yani ziyarete falan değil bizimle yaşamaya geldi. Ailemiz yeniden bir arada !
Reklamcılık kariyerinden sonra nihayet resim yapmaya başlayabilecek. Ekim ayında İstanbul'da sergisi var. Çookk çalışması gerekiyor. Bodrum katında kendine bir atölye oluşturmakla meşgul. Duvara sabit bir şövale yaptı, ışık sistemi kurdu, sipariş verdiği kanvaslarını bekliyor başlamak için. Bu arada da evle ilgileniyor, ufak tefek tamiratlar yapıyor. Planı bahçedeki ahşapların bakımını yapmaya başladı. İnternetten nasıl yapacağını öğreniyor.
Beril de nihayet arkadaş buldu. Vaktinin büyük bölümünü onlarla geçiriyor. Keyfi yerinde.
Ben de okula devam ediyorum. Yavaş yavaş konuşmaya bile başladım. Arkadaşlıklarımız da bir adım öteye geçmeye başladı. Sanırım Ana ile okul bittikten sonra da görüşmeye devam ederiz.
İki hafta önce öğretmenimizle pazar kahvaltısına gittik İpekle beraber. Çok güzel geçti. Bu sınıftaki öğretmenimiz Quebecoise yani buraların yerlisi 70 yaşlarında hafiften bunamaya başlamış ama çok zeki bir kadın. Gençliğinde iyi öğretmemiş herhalde. Derslerimiz konudan konuya atlayarak geçiyor tam bir şey anlatmaya başlıyor, biraz anlattıktan sonra aklına başka bir şey geliyor ve onu anlatmaya başlıyor. Benim için biraz karmaşık ve yorucu olabiliyor zaman zaman. Öğrenci olmak insanı çocukluğuna döndürüyor ben bu aralar yaramaz Yeşim günlerime döndüm :) Dersleri rutinden çıkarmak için zaman zaman sınıf içi espriler ve yaramazlıklara başladım. Başka türlü bütün gün geçmiyor doğrusu. Bir nevi sınıfın komedyeni oldum diyebilirim. Neyse ki sınıftakiler de fazla yadırgamadan bana alıştılar. Öğretmenimiz Carmen bile alıştı. Geçen dönem İpek'in öğretmeniydi. Aradaki farka çok şaşırıyor. Onu da kendimize benzettik. Sınıfın yaramaz ve hiper çocuğu oldum yani... Okula gitmeye o kadar alıştım ki bitince ne yapacağım ?
Kafamda şöyle bir iş var : Adını daha tam koyamadım, bir nevi kişisel koçluk ; kilo verme, sağlıklı beslenme , düzenli spor yapmak ve tüm bunları yaşam tarzı haline getirmek. Buralarda oldukça geçerli bir iş gibi görünüyor. Şimdiden çalışmalara başladım. Okuldaki öğretmenlere evde pilates dersi vermeye başlayacağım belki. Önümüzdeki günlerde belli olacak.
Bir iş teklifi aldım geçen hafta. Beril'in Mısır'lı bir arkadaşının annesi ile tanıştım. Kanada, Amerika ve İngiltere'de üniversite okumak isteyen öğrencilere danışmanlık yapıyormuş. Türkiye de çok iyi bir pazar, bana hadi gel beraber yapalım dedi. Onunla da önümüzdeki günlerde buluşup daha detaylı olarak konuşacağım. Kulağa olabilirmiş gibi geliyor . Bakalım...
Gelişmeler tahminimden hızlı oluyor :))
Hadi hayırlısı....
15 Mart 2013 Cuma
özledim bee!!
Rakı ve meze ikilisini meyhane ortamında ve dostlarla sohbet eşliğinde
Yazlık giysilerimi
Deniz, kum, güneş, plaj, mavi yolculuk
Nasıl burnumda tütüyor bilseniz....
Maalesef kar yağmakta ve hafta başı kar fırtınası beklenmekte :(
Yazlık giysilerimi
Deniz, kum, güneş, plaj, mavi yolculuk
Nasıl burnumda tütüyor bilseniz....
Maalesef kar yağmakta ve hafta başı kar fırtınası beklenmekte :(
3 Mart 2013 Pazar
Bahar bizim buralara ne zaman gelmeyi düşünüyor?
Bahar kapınıza dayanmış cemreleri sayarken biz hala karlar altındayız :( En çok da o koca monttan ve boks eldivenine benzer kış aksesuarlarından sıkıldım. Artık onları giymek istemiyorumm!!
Ama fotoğrafa bakılırsa biraz daha beklemek gerekiyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)