Sanırım yavaş yavaş buraya alıştığımızın işareti bizim için zamanın hızlı geçmesi. Beril arkadaşlıklarını geliştirmeye başladı. Hatta geçen hafta sonu arkadaşına kalmaya bile gitti.
Şansımıza çok sert bir kış yaşıyoruz. Eksi kırklar , sert kar fırtınaları burada rutin hayatı pek fazla etkilemiyor diyebilirim. Ana yollar hep açık, otobüsler hep çalışıyor. Kocaman kar temizleyen traktörler
kışın bir parçası. En çok sevdiğim tarafı da sokaklarda her zaman insanların olması. Banliyöde yaşamayı seçtiğim zaman acaba fazla mı sakin olur şehre göre diye düşünüyordum ama burası da en az şehir kadar yaşıyor. İnsanlar dışarıda olmayı, dışarıda yemeyi seviyorlar.Her yer cıvıl cıvıl. İstanbul'a göre kışları daha güneşli diyebilirim. Hem de tertemiz berrak bir hava oluyor. Ama işte o günler inanılmaz derecede soğuk oluyor.
İstanbul'un hızlı hayatından sonra burada yavaş akan yaşama alışmak da öyle kolay olmuyor. Başlangıçta, insanların yavaş ve rahat hareketleri çok rahatsız edici geliyordu. Fakat galiba ben de artık o yavaşlığı benimsedim.Hatta hoşuma gidiyor. İlk zamanlar caydırıcı gelen kuyrukları bile artık sinirime dokunmuyor. Çünkü herkes birbirine karşı saygılı , güleryüzlü. Son yıllarda unuttuğumuz değerler.
Galiba bu şehri sevmeye başladım
24 Şubat 2013 Pazar
8 Şubat 2013 Cuma
2. sınıfa geçtim :)
Bu hafta pazartesi ve salı günleri sınıf geçme sınavlarımız vardı. Sınavlarımız diyorum 2 günde 3 ayrı sınava girdik. Çoğumuz geçtik. Çarşamba günü de 3. kuru bitirenlere sertifikaları verildi, ufak bir tören ve kutlamalar oldu . Koreli arkadaşım Ji Yeon'la bir diyalog hazırladık tören için .(Beril bizle "anaokulu çocukları gibisiniz" diye alay ediyor.)Sonrasında da noel'deki gibi hep birlikte yemek yedik.
Törende direktör bir konuşma yaptı. Anladığım kadarıyla okulun işi Fransızca'yı öğretmekle bitmiyor. İş bulma hatta CV hazırlamaya bile yardımcı oluyorlar. Herkes yardıma hazır. Bunu bilmek inanın çok önemli bizim gibi göçmenler için.
Benim de kafamda ne gibi bir iş yapabileceğim de şekillenmeye başladı. İsmini henüz bulmadım ama hem yemek hem de pilates birikimi kullanabileceğim bir iş. Yavaş yavaş ön hazırlıklarına başladım. Bakalım umarım istediğim gibi gelişir.
Üstte sınıfımızın son gün çekilmiş resmi var. Ön sırada soldan 4. öğretmenimiz Mona, yine ön sırada sağdan 2. de burada monitör diye tabir edilen daha çok konuşmaya yönelik bizi çalıştıran öğretmenimiz Rizk. İnci biliyorum bana kızacaksın haklısın çok kambur durmuşum bana hiç yakışmamış.
Törende direktör bir konuşma yaptı. Anladığım kadarıyla okulun işi Fransızca'yı öğretmekle bitmiyor. İş bulma hatta CV hazırlamaya bile yardımcı oluyorlar. Herkes yardıma hazır. Bunu bilmek inanın çok önemli bizim gibi göçmenler için.
Benim de kafamda ne gibi bir iş yapabileceğim de şekillenmeye başladı. İsmini henüz bulmadım ama hem yemek hem de pilates birikimi kullanabileceğim bir iş. Yavaş yavaş ön hazırlıklarına başladım. Bakalım umarım istediğim gibi gelişir.
Üstte sınıfımızın son gün çekilmiş resmi var. Ön sırada soldan 4. öğretmenimiz Mona, yine ön sırada sağdan 2. de burada monitör diye tabir edilen daha çok konuşmaya yönelik bizi çalıştıran öğretmenimiz Rizk. İnci biliyorum bana kızacaksın haklısın çok kambur durmuşum bana hiç yakışmamış.
1 Şubat 2013 Cuma
groundhog day in Canada
Bugün bir arkadaşımdan öğrendiğim haber bana çok ilginç geldi.Kanadalılar, sincaba benzer bu sevimli hayvan ortaya çıktığında artık en soğuk günlerin bittiği derecenin artıya doğru yükseleceğine inanıyorlarmış !
Merak edenlere daha detaylı bilgi için
http://www.timeanddate.com/holidays/canada/groundhog-day
Merak edenlere daha detaylı bilgi için
http://www.timeanddate.com/holidays/canada/groundhog-day
ice fishing !
Çoğumuzun yabancısı olduğu bir şey olsa gerek! Ben ilk defa görüyorum burada. Fakat daha da inanılmaz olan koskoca ciplerle taa nehrin ortasına kadar nasıl gidiyorlar?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)